
Reha Yurdakul: Kimse artiste kız vermiyor
Yayın Tarihi : 09 Şubat 2016
Yeşilçam sokağının meşhurlarının çoğu kendi çevrelerinin dışındaki milyonlarca insanın hasretini çektiği renkli ve hızlı bir hayat yaşamalarına rağmen, mutlu değillerdir. Çoğu sıcak bir aile yuvasının hasreti içindedir. Fakat yerli sinema çevresinin kendisine mahsus kuralları, bu iyi niyetlerin gerçekleşmesine imkan vernez.
İşte daima sıcak bir aile yuvasının özlemi içinde yaşamasına rağmen, bir türlü evlenmeyen «yıllanmış» bekarlardan biri de Reha Yurdakul. Üstelik kadınların kalplerini hoplatacak kadar yakışıklı... Ama kocaman bir yalnızlık içindedir. Hastalansa, ölse, başında bir yudum su verecek kimsesi yoktur.
Reha Yurdakul'a, «Neden evlenmiyorsun?» diye sordum. Sıkıntılı, sıkıntılı, «Evlenmek kolay mı?» diye cevap verdi, «Diğer artist arkadaşlarım gibi, sık sık evlenip boşanmak istemiyorum. Bir defa evlenip, bu işi sonuna kadar götürmeliyim.»
- «Hiç evlenmek teşebbüsünde bulunmadın mı?»
- «O hatayı bir kere işledim. İlk ve son oldu galiba. Kızın annesi artist olduğumu öğrenince gürültülü bir «rest» çekti. Benimle evlenirse, kızını evlatlıktan reddedeceğini söyledi. Fakat kızmadım. Kadın haklıydı. Bazı arkadaşların bıraktıkları kötü intiba yüzünden, mesleğin adı kötüye çıkmış. Kimse kızını vermiyor.»
Reha Yurdakul, 41 yaşında. Gençlik çağını bitirmiş, olgunluk çağına girmiş. Saçları kırlaşmaya başlamış. Ona göre, kadında tip önemli değil. Önemli olan iyi ahlak. «Beni sevebilecek, anlayabilecek bir kadını bulursam, hemen evleneceğim. Bir saniye bile düşünmeyeceğim. Ama henüz bulamadım» diyor.
Arkasından dalgın dalgın şunları ekliyor sözlerine:
- «Kim bilir belki de ben ince eleyip, sık dokuduğumdan kendime uygun bir kadını bulamıyorum. Evlenirken titiz davranmak gerek. Her önüne gelenle de evlenilmez ya?»
Evlenmek yönünden kısmeti kapalı bulunan Reha Yurdakul'un flörtleri sayısız. Evinde her gün değişik tipte en azından iki, üç kadın görmek mümkün. Kapıyı çalan içeri giriyor. Ama o, sıcak, mutlu bir yuvanın özlemi içinde. Aradığı kadını bir bulabilse, kendine eş yapabilse, annesinin dediği gibi «evde kalmaktan» kurtulacak.
(Ses Dergisi - 16 Nisan 1966)
Yorumlar