
Ali Şen - Her kalıbın adamı
Yayın Tarihi : 15 Aralık 2016
Muammer Karaca, tok sözlü, doğru görüşlü, «cesur» konuşan bir aktördür. Kimseleri beğenmez. Hatta, kendisi için «aktör» sıfatını kullananlara bile kızar.
Yıllar önce, bir Anadolu turnesinde Adana'ya uğrar. Oyuncularından biri hastalanır. Adana Halkevi'nde, önce dekorcu, sonra oyuncu olarak sahneye çıkmış Ali Şen adında, 30 yaşında birini tavsiye ederler. Rolü kısaca anlatılır. Ali Şen dinler, dinler «Peki üstadım» der.
Muammer Karaca içinden «Eyvah, bu gece rezil olacağız» diye düşünür. Fakat karşılıklı oynarken Ali Şen, Karaca'ya öyle espri yapma fırsatları hazırlar ki, Muammer Karaca, oyundan sonra onun boynuna sarılır:
- «Ali Şen, İstanbul'a gel. Kendilerine 'Aktör' diyenler, sahnede seni görsün de utansınlar!» der. Sonra arkadaşlarına dönüp «Ali bizim trupta oynayacak, ona gözünüz gibi bakacaksınız» diye ilave eder. O tarihteki en yüksek «gündelik»i Ali Şen'e verir.
Ali Şen, Muammer Karaca Tiyatrosu ile Adana, Mersin, İskenderun, Antalya ve çevresini dolaşır. Fakat, Adana'dan uzun süre ayrılamayacağı için trupu bırakır.
Ali Şen, bugün sinemamızdaki karakter oyuncuları arasında halen hemen her filme davet edilen tek aktördür. Bu da ona prodüktör ve rejisörlerin verdiği önemi gösterir.
26 Aralık 1918'de Adana'da doğan Ali Şen, 1935'te, «İstiklal» piyesiyle sahneye çıkmış, 1953'te «Ahretten Gelen Adam» adlı filmle sinemaya geçmiş. Onda, Hasan Efendi'den, Naşit'ten, Dümbüllü'den, Kavuklu Hamdi Efendi'den gelen «Türk temaşa» sanatının değerleri klasik tiyatro ile birleşmiş.
Bugün Türk tiyatrosunda şöhret yapmış Saim Alpago ile Aydın Gün, Ali Şen'in okul arkadaşları... Onlarla birlikte Ankara Devlet Konservatuvarı'na öğrenci olarak gideceği sırada annesinin ölümü tiyatro tahsiline engel olmuş. Fakat bundan bir şey kaybetmemiş.
Ali Şen, bugün yerli sinema piyasasında mevcut karakter oyuncularının en kuvvetlisidir. Çeşitli karakterlere çok rahat giriyor ve detaylı, farklı bir şekilde oynuyor. Bir rolü ötekine hiç benzemiyor.
Üç çocuk babası olan Ali Şen, reklamdan, gösterişten kaçan, başı önde, babacan, alçak gönüllü, sessiz fakat büyük bir sanatkardır... Yerli sinemada senaryolar hep gençler üzerine yazıldığı için henüz başrol yapmadı, fakat ona böyle bir imkan tanındığı takdirde gerçek değeri daha iyi anlaşılacaktır.
(Ses Dergisi - 29 Mayıs 1965)
Yorumlar